Jeomanyetik fırtınalar Starlink uydularının yörüngeden çıkmasını hızlandırıyor
Bu durum Dünya’ya yakın uzaydaki trafiÄŸi etkileyebilir.
GüneÅŸ aktivitelerinin arttığı dönemlerde ortaya çıkan jeomanyetik fırtınalar, yalnızca Dünya üzerindeki iletiÅŸim sistemlerini deÄŸil, aynı zamanda yörüngedeki uyduları da doÄŸrudan etkiliyor. Özellikle SpaceX’in Starlink takımyıldızında gözlemlenen son geliÅŸmeler, bu etkileÅŸimin ciddiyetini gözler önüne seriyor.
Starlink Takımyıldızında Erken Dönüşler Gözlendi
Alçak Dünya yörüngesinde (LEO) yaklaşık 550 km irtifada konumlanan Starlink uyduları, güneşten kaynaklanan şiddetli jeomanyetik fırtınalar nedeniyle beklenenden daha kısa sürede yörüngeden çıkıyor. 2020 ile 2024 yılları arasındaki dönemde 523 Starlink uydusu yörüngesini terk etti. Bu süreçte, güneş aktivitesinin zirveye ulaştığı 2023 yılı önemli bir dönüm noktası oldu.
Araştırmalar, bu fırtınaların atmosferin üst katmanlarını ısıtarak genişlemesine neden olduğunu gösteriyor. Bu durum, uydulara uygulanan hava direncini artırıyor ve bu da uyduların hızla irtifa kaybetmesine yol açıyor.

Uyduların Ömrü 10-12 Gün Kısalıyor
Güçlü jeomanyetik fırtınalar, Starlink uydularının hizmet süresini ortalama 10-12 gün kısaltıyor. Her ne kadar bu süre küçük görünse de, özellikle yörünge tahminleri ve güvenli şekilde yörüngeden çıkış hesaplamaları açısından ciddi sorunlar doğurabiliyor.
Atmosferdeki yoğunluk artışları öngörülemediğinde, bu durum uyduların tahmin edilenden farklı zamanlarda yavaşlamasına neden oluyor. Bu da olası çarpışmaların önünü açabiliyor ve uzay çöplüğü riskini artırıyor.
Yeryüzü İçin Yeni Bir Risk: Düşen Enkazlar
Starlink gibi mega takımyıldızlar, düşük yörüngelerde faaliyet gösterdikleri için atmosferin yoğun bölgelerinde tamamen yanacak şekilde tasarlanmış olsalar da, zaman zaman parçaların yüzeye ulaştığı da biliniyor. Bu nedenle, yörüngeden çıkan uyduların kontrolsüz şekilde atmosfere girmesi, yerleşim alanları için potansiyel bir tehdit oluşturabiliyor.

Gelecekte Ne Bekleniyor?
Güneş aktivitesi döngüsünün halen yüksek seyrettiği göz önüne alındığında, bu tip olayların önümüzdeki aylarda da sıkça yaşanması bekleniyor. Bilim insanları, daha doğru tahminler yapabilmek için atmosfer genişlemesi ve uzay hava durumu hakkında daha kapsamlı modellere ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor.
Uzaydaki kalabalık trafiği yönlendirmek, çarpışmaları önlemek ve Dünya’ya ulaşabilecek parçaları önceden tahmin etmek; yeni nesil uzay teknolojileri ve uluslararası iş birlikleriyle mümkün olabilir.