Kalp hücrelerini değil, onları çevreleyen ortamı hedefleyen bir keşif, kalp yaşlanmasının bazı etkilerinin tersine çevrilebileceğini ortaya koydu. Singapur Ulusal Üniversitesi (NUS) araştırmacıları, geliştirdikleri DECIPHER adlı hibrit biyomalzeme ile yaşlanmış kalp hücrelerinin gençleşebileceğini gösterdi.
Araştırma, Nature Materials dergisinde yayımlandı ve NUS Tasarım ve Mühendislik Fakültesi’nden Yardımcı Doçent Jennifer Young liderliğinde yürütüldü.
Hedef: Hücre Dışı Matris (ECM)
Kalbin işleyişinde büyük rol oynayan hücre dışı matris (ECM), yaşlandıkça sertleşiyor ve kimyasal yapısı değişiyor. Bu değişim kalp hücrelerinin bozulmasına yol açıyor. Young, “Çoğu yaşlanma araştırması hücrelere odaklanır. Biz çevresel matrisi inceledik,” diyerek çalışmanın farklı bakış açısını vurguladı.
Araştırmacılar, ECM’nin fiziksel sertliğini ve biyokimyasal sinyallerini ayrı ayrı kontrol edebilen DECIPHER platformunu geliştirdi. Bu platformda, sentetik jel ile doğal doku birleştirilerek yaşlı ve genç ECM ortamları simüle edilebiliyor.
Yaşlı Hücreler Gençleşti
Araştırma sonuçları dikkat çekici: Yaşlı kalp hücreleri, “genç” ECM sinyalleri taşıyan DECIPHER iskelelerine yerleştirildiğinde, gen aktivitelerinde gençleşme benzeri değişimler gözlemlendi. Buna karşılık, genç hücreler “yaşlı” ECM ile karşılaştığında işlev bozukluğu belirtileri gösterdi.
Dr. Young şöyle özetliyor:
“Biyokimyasal sinyaller, doku sertliğinden daha belirleyici çıktı. Doğru sinyallerle, yaşlı kalp hücreleri sağlıklı hale gelebilir.”
Uygulama Alanları Kalple Sınırlı Değil
DECIPHER sistemi yalnızca kalp için değil; böbrek, cilt ve hatta kanser gibi doku sertliğiyle ilişkili hastalıkların araştırılması için de potansiyel taşıyor.
“Yaşla birlikte artan doku sertliği, birçok hastalığın temelinde yer alıyor. ECM hedefli terapiler, rejeneratif tıpta yeni yollar açabilir,” diyor Young.
Değerlendirme:
DECIPHER sistemi, doku mühendisliği ve yaşlanma araştırmalarında çığır açabilecek bir gelişme olarak öne çıkıyor. Kalp hücrelerinin gençleşmesini sağlamak, gelecekte yaşa bağlı hastalıkların tedavisinde umut verici bir adım olabilir.
Daha fazla bilim ve teknoloji haberi için Bilim ve Geleceğin Teknolojileri kategorimizi ziyaret edin.
