Uzay endüstrisinin 2035’e kadar 1,8 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Ancak birçok bilim insanı, bu büyümenin sömürgeci pratiklerin uzaya taşınmasına neden olabileceği konusunda uyarıyor. New South Wales Üniversitesi öncülüğünde hazırlanan ve Nature dergisinde yayımlanan bir yorum yazısı, uzay araştırmalarının varlıklı ülkeler ve şirketler tarafından şekillendirildiğini belirtiyor.
Uzayın Siyasi ve Kültürel Dili
UNSW’den Doç. Adam Fish, “Bayrak dikme, toprak talebi, kaynak çıkarma gibi terimler, klasik sömürgecilik diliyle örtüşüyor” diyor. Yazarlara göre, romantize edilen keşif söylemlerinin arkasında dışlama, güç ve hakimiyet temelli bir yapı var.
Özellikle küresel Güney’in yerli toplulukları; bilgi sistemleri, hakları ve kültürel değerleri göz ardı edilerek dışlanıyor. Bu da sadece adaletsizlik yaratmakla kalmıyor, aynı zamanda bilimsel çeşitliliği ve kapsayıcı ilerlemeyi de engelliyor.
Yapısal Dışlanma ve Kaçırılan Fırsatlar
Dünyada 77 uzay ajansı bulunsa da karar alma süreçleri birkaç ülke ve özel şirketin kontrolünde. Düşük ve orta gelirli ülkeler ile yerli halklar, uzay politikalarında temsil edilmiyor. Bu durum, potansiyel iş birliklerinin ve teknolojik yeniliklerin önünü kesiyor.
Gunggandji Aerospace’in kurucusu Daniel Joinbee, Avustralya’daki yerli girişimlerin bu alandaki liderlik potansiyelini vurguluyor. Ancak Arnhem Uzay Merkezi’nin kapanması gibi örnekler, yapılandırılmış katılım çerçevesi eksikliğinin sistemsel sorunlara yol açtığını gösteriyor.
Yeni Bir Uzay Yönetim Modeli
Yazarlar, uzayı dışlayıcı politikaların sürdürüldüğü bir arena olmaktan çıkarıp, iş birliği ve karşılıklı fayda temelli yeni bir modele yönelme çağrısı yapıyor. Önerilen beş ilke şöyle: iş birliği, danışma, saygı, sorumluluk ve karşılıklı fayda.
Bu çerçevede; yerli toplulukların karar süreçlerine dahil edilmesi, kutsal alanlara saygı gösterilmesi ve farklı kozmolojik sistemlerin tanınması öneriliyor.
ANU’dan Peter Swanton, “Uzay ayrıcalıklı azınlıkların değil, tüm insanlığın ortak alanı olmalıdır” diyerek, etik ve sürdürülebilir bir uzay geleceği için kültürel kapsayıcılığın zorunlu olduğunu vurguluyor.
Daha fazla uzay haberi için uzay bilimi kategorimizi ziyaret edin.
